Bugün ABD medyasında bir haber dikkatimi çekti, kalp krizlerinin salgın sırasında neden azaldığı sorusuna yanıt aranıyordu. Bir kardiyolog da haber bülteninde ısrarla enfekte hastalarla normal hastaların yan yana getirilmediğini, kalp krizi geçiren hastaların güvenle tedavi olabileceklerini anlatıyordu.
Çok garip değil mi, hayatınızın en şiddetli ağrısını göğsünüzde hissediyorsunuz, ölüm korkusu bedeninizi sarıyor ama koronavirüsten çekindiğiniz için hastaneye başvurmuyorsunuz!!!
Gelin kalp hastalıklarına ve COVID enfeksiyonuna biraz daha yakından bakalım…Aslında son yazdığımı önemi dolayısı ile sonradan ilk sıraya aldım…
15- Kalple ilgili şikayeti olan hastalar bu salgın sırasında hastaneye başvurmalı mı?
Tüm dünyada kardiyoloji doktorları aslında büyük bir şaşkınlık içerisindeler. Çünkü kalp krizi ile başvuran hasta sayısında salgın ile birlikte yaklaşık 60% azalma oldu. Peki kalp krizlerine ne oldu? Sihirli bir el COVID-19 salgını ile uğraşılırken sağlık sistemine yük olmasınlar diye kalp krizi geçiren hastaları mı iyileştirdi? Hiç sanmıyorum…
Bir bakış açısına göre evlere kapanan hastalar aşırı efordan, alkolden, sigaradan, iş yaşamından uzak durdukları için kalp krizi sıklığı azaldı. Maalesef bu görüşe katılmıyorum, çünkü eve kapanan insanların sağlıklı beslendiğini, sigara ve alkolden uzak kaldıklarını düşünmüyorum. Ayrıca stres çok ciddi bir tetikleyici faktördür ve şu anda insanlar belki de hayatlarının en stresli günlerini geçiriyor olabilirler. Enfeksiyonların kalp krizlerini tetiklediği gerçeğini de unutmayalım…
O zaman sorun ne? Şu anda net bir açıklama yok. Ama akla en yatkın gelen olasılıklar;
*İnsanlar virüs kapma korkusuyla, şikayetleri olsa dahi hastaneye başvurmuyorlar. Son zamanlarda gelen hastaların bazılarında bunu ben de gözlemledim. Beyin damarına pıhtı atan hasta bile hastaneye 3 gün sonra başvurdu.
*İnsanlar evde hareket etmedikleri için eforla ortaya çıkan göğüs ağrısını ve nefes darlığını hissetmiyor olabilirler.
*Hastaneye başvuran hastaların bazılarında sağlık sistemi COVID-19 salgınına odaklandığından yeterli inceleme ve fizik muayene yapılamıyor ve ipuçları gözden kaçıyor olabilir.
*Hasta yakınları da bulaş riskinden korktukları için hastalarını getirmek istemiyorlar.
Zamanla işin gerçeğini daha net anlayacağız. Ama sebebi ne olursa olsun hastaların gerekli sağlık tedavisini zamanında ve yeterli alamaması da en az virüs kadar hasar vericidir, belki de daha fazla!
1- COVID-19 enfeksiyonu sadece akciğerlerde mi hasara yol açar?
Hayır. COVID-19 hastaları, akciğer hasarına ek olarak kalp problemleri geliştirmekte ve kalp durmasından hayatlarını kaybetmektedir. İlk çalışmalardan birisinde hastaneye yatan hastaların 1/5' inde kalp hasarı gösterilmiştir. Kötü olan ise hastaneye yatırılan ve kalp hasarı gösterilen hastaların yaklaşık yarısı kaybedilmiştir. Kalp hasarı olmayanlarda ise bu oran 4,5% olmuştur.
2- Virüs kalbe nasıl zarar veriyor?
Belki de tedavide aşama sağlayabilecek en önemli soru şu olabilir: 'Ortaya çıkan kalp hasarı virüsün direkt kalbe yaptığı bir etki mi yoksa vücudun virüse karşı verdiği tepkinin istenmeyen bir sonucu mu?'
Kalp hücrelerinde hasar nasıl oluşursa oluşsun, sonuçta meydana gelen kalp yetmezliği eşlik eden oksijen azlığı ile birleşerek geri dönüşümü zor olan çoklu organ yetmezliğine zemin hazırlayabilir. Hastada halihazırda bir kalp sorunu varsa bu süreç daha hızlı ve daha ağır ilerleyebilir. Ayrıca yoğun iltihabı reaksiyonun oluşturduğu stresle kalp damarlarındaki plaklar hassaslaşıp yırtılabilir ve kalp krizine yol açabilir.
3- COVID-19 enfeksiyonunun ilk belirtileri kalple ilgili olabilir mi?
Evet. Son zamanlarda yapılan gözlemlere göre bazı hastalar ateş, öküsürk, nefes darlığı gibi solunum yolu enfeksiyonun klasik belirtileri olmadan göğüs ağrısı, çarpıntı gibi kalp şikayetleri ile hastanelere başvurmuş ve yapılan testlerde COVID-19 tespit edilmiştir.
4- COVID-19 enfeksiyonu kalp krizini taklit edebilir mi?
Evet. COVİD -19 enfeksiyonu, kalp krizini taklit edebilir. İlginç bir şekilde pek çok ülkede COVİD-19 tanısı alan bazı hastaların klasik kalp krizi belirtileri ile acile başvurduğu (EKG bulguları dahil) ve yapılan anjiyografi sonucunda tıkalı damar tespit edilemediği raporlanmıştır.
5- Kalp hastalığı olanların virüsü kapma ihtimalleri daha mı fazla?
Hayır. Virüsün bulaşma ihtimali kişisel ve toplumsal alınan önlemlere bağlı. Kalp hastalarında enfekte olma açısından ekstra bir risk yok. ANCAK kalp hastalığı olanlardaki klinik tablo, hastalığın ciddiyet ve yaygınlığı daha kötü seyrediyor.
6- Tüm kalp hastalıkları aynı riske sahip mi?
Hayır.
En yüksek riske sahip kalp hastalıkları;
⁃ Kalp nakli yapılan hastalar
⁃ Belirgin kalp hastalığı olan gebeler
⁃ Kalp yetmezliğinin ileri evre ve ağır formları
⁃ Hipertrofik Obstrüktif Kardiyomiyopatisi olanlar
⁃ Doğuştan kalp hastalıklarının kompleks formları
7- Diğer kalp hastalıklarında risk yüksek mi?
Bazı kalp hastalıkları da yüksek riske sahiptir;
⁃ 70 yaş üstü kalp hastaları
⁃ Kronik akciğer hastalığına sahip kalp hastaları
⁃ Günlük aktiviteleri kısıtlayıcı göğüs ağrısı olan kalp hastaları
⁃ Kalp yetmezliği tanısı ile daha önce yatırılmış olan hastalar
⁃ Ciddi kapak bozukluğu olan hastalar
⁃ Son 3 ayda kalp ameliyatı olanlar
8- Kalbimde üfürüm var, risk taşıyor muyum?
Masum üfürümler yüksek risk oluşturmaz.
9- Atriyal fibrilasyonu (AF) olan hastalar yüksek riskli midir?
Özellikle ileri yaşlarda çok sık karşılaştığımız bir ritm bozukluğu olan AF' nin COVID-19 için yüksek risk taşıdığına dair bir veri şu an için yok ancak AF'ye eşlik eden kalp hastalıklarına bağlı risk artışı söz konusu olabilir. Ayrıca enfeksiyon durumlarında kalp hızının artacağı da akılda tutulmalıdır.
10- Kalbinde pil olan hastaların durumu nedir?
Virüsün kalp pillerini enfekte ettiğine yönelik hiçbir bulgu yoktur.
11- Hipertansiyon hastalarının yüksek riskli olduğu bilgisi doğru mudur?
Yapılan ilk çalışmaların verilerine göre hipertansiyonu olan hastalarda ölüm oranları daha yüksek. Ancak nedensellik ilişkisi kurmak için yeterli veri yok. Unutmayın; COVID-19 enfeksiyonu yaşlı hastalarda daha ağır seyrediyor ve de yaşlı hastalarda hipertansiyon sıklığının daha fazla olduğu biliniyor. Ölen hastaların çoğunda HT tanısının olması bu yüzden çok şaşırtıcı değil. (Yaşla birlikte hipertansiyon sıklığı artar. Yaşla birlikte saçımız da beyazlar. Hipertansiyon saçımızı beyazlatıyor diyemeyiz ama:) Eğer kan basıncınız yeterince kontrol altında ise ve Hipertansiyona bağlı komplikasyonlar (kalp kası kalınlaşması, böbrek yetmezliği vs.) yoksa riskinizin göreceli olarak daha düşük olduğunu söylemek yanlış olmaz kanaatindeyim.
12- Bazı tansiyon ilaçlarının virüsün hücre içerisine girişini kolaylaştırdığı söyleniyor, ilaçlarımızı değiştirmeli miyiz?
Burada bahsi geçen ilaçlar ACEİ ve ARB diye adlandırdığımız ve günlük pratikte kardiyolojide en sık kullandığımız hipertansiyon ilaçlarıdır. Koronavirüslerin hücre içine girerken ACE2 reseptörlerini kullandığını biliyoruz. Bazı araştırmacılar hipertansiyon ilacı kullananlarda bu ilaçların sonucu olarak ACE2 reseptörlerinin sayısında artış olabileceğini iddia etmişlerdir. Ancak bu iddialar kısıtlı hayvan deneylerine dayandığı gibi insanlarda ve hayvanlarda bu durumun gösterilemediği çalışmalar da mevcuttur. Hatta bu ilaçların solunum yolu enfeksiyonlarında zarar bir yana faydalı olabileceğine dair pek çok veri mevcuttur. Bu ilaçların viral zatürrelerde iltihabı ve damar hasarını azaltarak ölüm riskini azalttığı yönünde çalışmalar mevcuttur. 2002 yılı SARS salgınında da benzer durumlar tecrübe edilmiştir.
Sonuç olarak kalp ve damar sağlığı alanında sayısız faydası olan bu ilaçların şu an için kesilmesini gerektirecek bilimsel bir kanıt yoktur. Ayrıca değişik ülkelerdeki kardiyoloji toplulukları da bu ilaçlara devam edilmesi yönünde görüş birliğine varmışlardır.
13- COVID-19 tedavisinde kullanılan bazı ilaçların kalp ile ilgili yan etkileri olduğu söyleniyor, doğru mudur?
Sıtma tedavisinde kullanılan bir ilaç çok gündeme geldi. Hatta bazı insanlar hasta olmadan da kullanılabileceğini iddia ettiler. Bu ilaç kalbin elektriksel sisteminde bozukluğa yol açarak ölümcül ritm bozukluklarına neden olabilir. Bu yüzden hekim tavsiye etmeden kesinlikle ilaç kullanılmamalıdır.
14- Kalp hastaları, pnömokok (zatürre) ve influenza(grip) aşısı yaptırmalı mıdır?
COVID-19' daki üste binebilecek ikincil bakteriyel enfeksiyon riski düşünüldüğünde pnömokok aşısının yapılması önemlidir. Kalp ve damar hastalığı olanlarda influenza aşısı da kılavuzlarda önerilmektedir.
Not: Bilgi ve tecrübelerimizdeki artış hızına paralel olarak yaklaşımlarımızın da sürekli güncellendiğini unutmayalım...